26 Ekim 2013 Cumartesi

Kuzey Ege ve Güney Marmara Motosiklet Gezileri, Dördüncü Bölüm: Çanakkale ve Assos

Gökçeada’dan doğruca Çanakkale’ye feribot yoktu. Bu yüzden önce saat 15:00 feribotuyla önce Kabatepe’ye geçtik. Kabatepe’den, Eceabat’a giderek (on beş km) Çanakkale feribotuna binmek gerekiyor. Feribot fiyatları, 150 cc üzerindeki motosikletler için standart: 10 TL. Yolcular için ayrıca ücret alınmıyor.
Feribot saatleri yazın, kışın ve bayramlarda değiştiği için yola çıkmadan önce güncel bilgileri http://www.gestasdenizulasim.com.tr/ ‘den öğrenin. Feribot limanında araç kuyruğu oluştuğu için, feribot saatinden yarım saat önce limanda olmaya çalışın. Genellikle motosikletlere öncelik tanınıyor ve kuyruktan çıkarak feribota binmeniz için görevliler tarafından size yol veriliyor. Feribot biletini, feribota binmeden hemen önce gişeden almanız gerekiyor. Buradan verilen fişleri saklayın, çünkü feribot girişinde görevli bunları görmek istiyor ve köşelerini yırtıyor.
Son iki geceyi ıslak, uykusuz ve biraz da gergin geçirmiştik. Bu yüzden yorgun ve kirliydik. İyi bir uykuya ve sıcak bir duşa ihtiyacımız vardı. Geceyi bir otel veya pansiyonda geçirmeye karar verdik. Lonely Planet’ta tavsiye edilen otellerden ikisine, cep telefonundan internete girerek baktık ama www.booking.com'da akşam için yer olmadığı belirtiliyordu. Bir diğer seçenek olan Yellow Rose Pansiyon’da yer vardı, telefonla da teyit ettirdik. Kitapta 2011 yılı için fiyat, iki kişilik oda için kahvaltı dahil toplam 40 TL yazıyordu, güncel fiyatı ise 60 TL idi.
Çanakkale’ye çıkınca, kentin merkezinde, saat kulesi civarındaki pansiyona gittik. Odalar küçük ama temizdi. Duş için sıcak suyu vardı (şampuan, saç kurutma makinesi, vs. bulunmuyor). Pansiyonun yeri çok iyi. Buradan, müzeler dahil görülmeye değer her yere kolayca ulaşabilirsiniz. Pansiyonun iyi taraflarından biri de, garajının bulunmasıydı. Motosikletimizi garaja koyup kilitleyince rahatladık. Pansiyonun kahvaltısı klasik: ekmek, beyaz peynir, tereyağı, reçel, haşlanmış yumurta, doğranmış salatalık, çay veya kahve. Doyurucu bir kahvaltı. Personeli kibar ve ilgili. Odaları saat 11:00 boşaltmak gerekiyor ancak biz müze ziyareti yapacağımız için rica ettik, böylece motosiklet çantalarla birlikte garajda kalmaya devam etti, kaskları da resepsiyona bıraktık.

Yellow Rose Pansiyon'un adresi: Kemal Paşa Mah. Yeni Sokak, no: 5, Cevatpaşa, Çanakkale
http://www.yellowrose.4mg.com
Tel. no: (0286) 217 3343 

Çanakkale küçük ve güzel bir kent. Saat kulesini birçok dükkân ve mütevazı restaurant kuşatıyor. Biraz ötede, Osmanlı ordusunun, Çanakkale’yi geçmeye çalışan düşman gemilerine karşı kullandığı toplardan birini görebilirsiniz.
Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamit zamanında yapılmış

Akşam sahil kesiminde yürümek keyifli. Burada sahil boyu kafe ve barlar bulunuyor ve oldukça canlı bir yer. Bir bara oturduk, bira 8 TL idi. 
Saat kulesinden sahile yürürseniz, birkaç dakika sonra sizi Troy filminde kullanılan Truva Atı karşılayacak.
Truva Atı, göründüğünün aksine tahtadan yapılmamış

Otelin biraz ötesinde ise Çimenlik Kalesi var. Deniz kıyısında yer alan kale, tamamını Türklerin yaptığı nadir kalelerden biri. Giriş kişi başı 5 TL. Müzede fotoğrafa izin verilmiyor, ancak 10 TL öderseniz izin veriliyor (biz ödemedik, yalnızca bahçede birkaç fotoğraf çektik. Müzede sergilenenler Kabatepe Tanıtım Merkezi’ndekiler ile çok benzerdi). Kalenin bahçesinden Gelibolu’yu, Kilitbahir Kalesi’ni izlemek çok keyifli. 
Çimenlik Kalesi bahçesinden Gelibolu'daki Kilitbahir Kalesi'nin manzarası

Bahçede Osmanlı zamanında ve yakın geçmişe dek kullanılmış çok sayıda top, mayın, vb. silahlar sergileniyor. İçeride ise Gelibolu kara savaşları sonrasında ele geçmiş tüfekler, çeşitli malzemeler, mermiler ve diğer aletler sergileniyor. Müzeyi gezmek bir saat sürüyor.
Çimenlik Kalesi'nin bahçesinde çok sayıda top bulunuyor

 Arkeoloji Müzesi ziyaretini iptal ettik çünkü zamanımız kalmamıştı. Assos ve İzmir'e dönüş için önümüzde uzun bir yol vardı. Aklımız Arkeoloji müzesinde kalsa da, bu, buraya tekrar gelmek için iyi bir bahane olacaktı.
Assos’a, Gezi Türkiye Tatil Rehberi’nin tavsiyesine uyarak farklı bir yoldan ulaştık. Ezine’den Ayvacık yönüne gitmek yerine Gülpınar’a yöneldik. Bu yol daha uzun ama trafik yok, kırlardan ve köylerden geçiyor. Manzarası güzel, zamanınız varsa deneyebilirsiniz. Yol boyu birkaç antik kent tabelasına rastlayacaksınız. 
Assos'a girişte Aristoteles'in heykeli karşılıyor

Assos’a vardığımızda saat 16:30’a yaklaşıyordu. Assos çay bahçesinde gözleme yedik (tanesi 4 TL). Sonra Assos antik kentine çıktık. Giriş 8 TL, müzekart geçerli. Antik kente, taşlı yollardan  birkaç dakikalık bir yürüyüşle ulaşılıyor. Yol boyu satıcılar dizili, bunlar, örtü, şal, magnet, heykelcik gibi şeyler satıyor. Hedeflerinde kadınlar var, erkekler pek alışveriş yapmadıkları için onlara seslenmiyorlar. Assos, turistik bir yer olduğu için burada otel fiyatları yüksek. 
Assos antik kentinin manzarası günbatımında müthiş, zaten herkes günbatımına doğru geliyor. 

Assos'ta günbatımı


Athena Tapınağı’ndan birkaç sütun ayakta. Aristoteles burada birkaç yıl kalıp ders vermiş, Pers istilası baş gösterince ayrılmış. İlk ziyaretimde olduğu gibi bu kez de Assos'tan ayrılmak istemedim ve Aristoteles’in neden burayı tercih ettiğini daha iyi anladım.
Athena Tapınağı'ndan geriye kalan birkaç sütundan ikisi

Eskiden tapınak böyle görünüyormuş
Assos'tan manzara

İnsan bu manzaraya dalıp gidiyor

Assos yat limanı görülmeye değer

Assos yat limanı restaurant ve otellerle dolu

Burada bir saat kalıp ayrıldık. Motosiklete bindiğimizde hava kararıyordu. Dönüşe geçmeden önce Annie'ye yat limanını da göstermek istiyordum. Ancak limana varınca zamanımız kalmadığı için motordan bile inemeden geri döndük, İzmir'e doğru yola düştük. Tam karşımızdan doğan koca ay kızıldan sarıya dönüyor ve bize yol gösteriyordu. 23:50’ye dek süren yolculuğumuz, başladığımız yerde, İzmir’de son buldu.
Bu gezide, istememize rağmen Bozcaada’ya gidemedik. Bir başka sefere Ayvalık, Gelibolu ile Çanakkale’nin (arkeoloji müzesi) göremediğimiz kısımları ile Bozcaada gezisini yapmak istiyoruz.
Beş gün boyunca zaman zaman dışarıda yedik, zaman zaman da marketten satın aldığımız yiyecekleri.  Bir gece hariç diğer geceleri kampinglerde, çadırımızda geçirdik. Toplam konaklama masrafımız 140 TL tuttu.Honda CRF 250 L ile beş günde 1056 km. yol yaptık. Benzin için 225 TL harcadık. Gezinin toplam maliyeti (benzin dahil) 670 TL oldu.
İlerleyen günlerde, yanımıza aldığımız eşyaların listesini de yazacağım.

Gezinin kısa video klibi için: http://www.youtube.com/watch?v=PkKkl_z-qyA













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder