Gökçeada’dan doğruca Çanakkale’ye feribot yoktu. Bu yüzden
önce saat 15:00 feribotuyla önce Kabatepe’ye geçtik. Kabatepe’den, Eceabat’a
giderek (on beş km) Çanakkale feribotuna binmek gerekiyor. Feribot fiyatları,
150 cc üzerindeki motosikletler için standart: 10 TL. Yolcular için ayrıca
ücret alınmıyor.
Feribot saatleri yazın, kışın ve bayramlarda değiştiği için
yola çıkmadan önce güncel bilgileri http://www.gestasdenizulasim.com.tr/
‘den öğrenin. Feribot limanında araç kuyruğu oluştuğu için, feribot saatinden
yarım saat önce limanda olmaya çalışın. Genellikle motosikletlere öncelik
tanınıyor ve kuyruktan çıkarak feribota binmeniz için görevliler tarafından
size yol veriliyor. Feribot biletini, feribota binmeden hemen önce gişeden
almanız gerekiyor. Buradan verilen fişleri saklayın, çünkü feribot girişinde
görevli bunları görmek istiyor ve köşelerini yırtıyor.
Son iki geceyi ıslak, uykusuz ve biraz da gergin
geçirmiştik. Bu yüzden yorgun ve kirliydik. İyi bir uykuya ve sıcak bir duşa
ihtiyacımız vardı. Geceyi bir otel veya pansiyonda geçirmeye karar verdik.
Lonely Planet’ta tavsiye edilen otellerden ikisine, cep telefonundan internete girerek baktık ama www.booking.com'da akşam için yer olmadığı belirtiliyordu. Bir diğer
seçenek olan Yellow Rose Pansiyon’da yer vardı, telefonla da teyit ettirdik.
Kitapta 2011 yılı için fiyat, iki kişilik oda için kahvaltı dahil toplam 40 TL
yazıyordu, güncel fiyatı ise 60 TL idi.
Çanakkale’ye çıkınca, kentin merkezinde, saat kulesi
civarındaki pansiyona gittik. Odalar küçük ama temizdi. Duş için sıcak suyu
vardı (şampuan, saç kurutma makinesi, vs. bulunmuyor). Pansiyonun yeri çok iyi.
Buradan, müzeler dahil görülmeye değer her yere kolayca ulaşabilirsiniz.
Pansiyonun iyi taraflarından biri de, garajının bulunmasıydı. Motosikletimizi
garaja koyup kilitleyince rahatladık. Pansiyonun kahvaltısı klasik: ekmek,
beyaz peynir, tereyağı, reçel, haşlanmış yumurta, doğranmış salatalık, çay veya
kahve. Doyurucu bir kahvaltı. Personeli kibar ve ilgili. Odaları saat 11:00
boşaltmak gerekiyor ancak biz müze ziyareti yapacağımız için rica ettik,
böylece motosiklet çantalarla birlikte garajda kalmaya devam etti, kaskları da
resepsiyona bıraktık.
Yellow Rose Pansiyon'un adresi: Kemal Paşa Mah. Yeni Sokak, no: 5, Cevatpaşa, Çanakkale
http://www.yellowrose.4mg.com
Tel. no: (0286) 217 3343
Yellow Rose Pansiyon'un adresi: Kemal Paşa Mah. Yeni Sokak, no: 5, Cevatpaşa, Çanakkale
http://www.yellowrose.4mg.com
Tel. no: (0286) 217 3343
Çanakkale küçük ve güzel bir kent. Saat kulesini birçok dükkân ve mütevazı restaurant kuşatıyor. Biraz ötede, Osmanlı ordusunun,
Çanakkale’yi geçmeye çalışan düşman gemilerine karşı kullandığı toplardan
birini görebilirsiniz.
Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamit zamanında yapılmış |
Akşam sahil kesiminde yürümek keyifli. Burada sahil boyu
kafe ve barlar bulunuyor ve oldukça canlı bir yer. Bir bara oturduk, bira 8 TL idi.
Saat kulesinden sahile yürürseniz, birkaç dakika sonra sizi
Troy filminde kullanılan Truva Atı karşılayacak.
Truva Atı, göründüğünün aksine tahtadan yapılmamış |
Otelin biraz ötesinde ise Çimenlik Kalesi var. Deniz
kıyısında yer alan kale, tamamını Türklerin yaptığı nadir kalelerden biri. Giriş kişi başı 5 TL. Müzede fotoğrafa izin verilmiyor, ancak 10
TL öderseniz izin veriliyor (biz ödemedik, yalnızca bahçede birkaç fotoğraf
çektik. Müzede sergilenenler Kabatepe Tanıtım Merkezi’ndekiler ile çok benzerdi).
Kalenin bahçesinden Gelibolu’yu, Kilitbahir Kalesi’ni izlemek çok keyifli.
Çimenlik Kalesi bahçesinden Gelibolu'daki Kilitbahir Kalesi'nin manzarası |
Bahçede Osmanlı zamanında ve yakın geçmişe dek kullanılmış çok sayıda top,
mayın, vb. silahlar sergileniyor. İçeride ise Gelibolu kara savaşları
sonrasında ele geçmiş tüfekler, çeşitli malzemeler, mermiler ve diğer aletler
sergileniyor. Müzeyi gezmek bir saat sürüyor.
Çimenlik Kalesi'nin bahçesinde çok sayıda top bulunuyor |
Arkeoloji Müzesi ziyaretini iptal ettik çünkü zamanımız kalmamıştı. Assos ve İzmir'e dönüş için önümüzde uzun bir yol vardı. Aklımız Arkeoloji
müzesinde kalsa da, bu, buraya tekrar gelmek için iyi bir bahane olacaktı.
Assos’a, Gezi Türkiye Tatil Rehberi’nin tavsiyesine uyarak
farklı bir yoldan ulaştık. Ezine’den Ayvacık yönüne gitmek yerine Gülpınar’a
yöneldik. Bu yol daha uzun ama trafik yok, kırlardan ve köylerden geçiyor.
Manzarası güzel, zamanınız varsa deneyebilirsiniz. Yol boyu birkaç antik kent
tabelasına rastlayacaksınız.
Assos'a girişte Aristoteles'in heykeli karşılıyor |
Assos’a vardığımızda saat 16:30’a yaklaşıyordu. Assos çay
bahçesinde gözleme yedik (tanesi 4 TL). Sonra Assos antik kentine çıktık. Giriş
8 TL, müzekart geçerli. Antik kente, taşlı yollardan birkaç dakikalık bir yürüyüşle ulaşılıyor.
Yol boyu satıcılar dizili, bunlar, örtü, şal, magnet, heykelcik gibi şeyler
satıyor. Hedeflerinde kadınlar var, erkekler pek alışveriş yapmadıkları için
onlara seslenmiyorlar. Assos, turistik bir yer olduğu için burada otel fiyatları yüksek.
Assos antik kentinin manzarası günbatımında müthiş,
zaten herkes günbatımına doğru geliyor.
Assos'ta günbatımı |
Athena Tapınağı’ndan birkaç sütun
ayakta. Aristoteles burada birkaç yıl kalıp ders vermiş, Pers istilası baş
gösterince ayrılmış. İlk ziyaretimde olduğu gibi bu kez de Assos'tan ayrılmak istemedim ve Aristoteles’in neden burayı tercih ettiğini daha iyi anladım.
Athena Tapınağı'ndan geriye kalan birkaç sütundan ikisi |
Eskiden tapınak böyle görünüyormuş |
Assos'tan manzara |
İnsan bu manzaraya dalıp gidiyor |
Assos yat limanı görülmeye değer |
Assos yat limanı restaurant ve otellerle dolu |
Burada bir saat kalıp ayrıldık. Motosiklete bindiğimizde
hava kararıyordu. Dönüşe geçmeden önce Annie'ye yat limanını da göstermek istiyordum. Ancak limana varınca zamanımız kalmadığı için motordan bile inemeden geri döndük, İzmir'e doğru yola düştük. Tam karşımızdan doğan koca ay kızıldan sarıya dönüyor ve bize
yol gösteriyordu. 23:50’ye dek süren yolculuğumuz, başladığımız yerde, İzmir’de
son buldu.
Bu gezide, istememize rağmen Bozcaada’ya gidemedik. Bir
başka sefere Ayvalık, Gelibolu ile Çanakkale’nin (arkeoloji müzesi)
göremediğimiz kısımları ile Bozcaada gezisini yapmak istiyoruz.
Beş gün boyunca zaman zaman dışarıda yedik, zaman zaman da
marketten satın aldığımız yiyecekleri. Bir gece hariç diğer geceleri kampinglerde, çadırımızda geçirdik. Toplam konaklama masrafımız 140 TL tuttu.Honda CRF 250 L ile beş günde 1056 km . yol yaptık. Benzin
için 225 TL harcadık. Gezinin toplam maliyeti (benzin dahil) 670 TL oldu.
İlerleyen günlerde, yanımıza aldığımız eşyaların listesini
de yazacağım.
Gezinin kısa video klibi için: http://www.youtube.com/watch?v=PkKkl_z-qyA
Gezinin kısa video klibi için: http://www.youtube.com/watch?v=PkKkl_z-qyA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder